24 Nisan 2012 Salı



HAYAL KIRIKLIĞI
Yürüdüğün yollar bana çıkmalı hala. Yaşayamıyorum sensiz. Öldürdüğün aşk değildi sen beni öldürdün. Yüreğinin pamuk tarlalarında bana yer yok artık. Tüm yaralarıma seninle tuz basabilirdim ben neden sensizliğin derinliğinde boğdun beni… ben beni sende kaybetmiştim oysa. sen beni bırakmışken nasıl adım atarım sana. Şimdi gelsen şöyle salına salına ,gözlerim dolsa yine , ömrümü sana adasam tekrar…  hayat devam ediyor evet ama seni sensiz yaşamak var ya o çok acı işte. Bana böyle uzak olmamalıydın yaşamalıydık biz… ama olmayacaktı biliyorum. Yinede gözümün önündeki gerçekler bir masal sanki hiç inanmadığım bir masal… gözyaşlarım akıyor hiç durmadan. Aksın ne önemi var baktığın yürüdüğün yollar bana gelmedikten sonra önemi yok. Ama yinede sana aşık olduğum ilk günkü heyecansın bende. Sensiz olsam da aynı heyecansın. Güneş gibi doğmuştun dünyama neden sağanaklara bırakıp gittin beni. Üşüyorum sensiz örtsen yüreğini yüreğime tekrar. Olmaz dimi. Yasak olmayacaktık birbirimize yanılmışız. Pembe düşlerim vardı benim bilirsin. Sen tüm düşlerime giden biletleri yırtıp attın. Sevmedin beni hiçbir zaman. Sevsen belli ederdin. Özleminin yağmurları gözlerimden yağmazdı. Sen rolünü çok iyi oynadın ve gittin ama benim rolüm bitmiyor bu filmde. Ağlama nöbetlerim senden vazgeçmemem bunları yeterince iyi oynayamadım. Sana aç hala yüreğim SEN gerek bana… senden nefret ettiğimi söylerim hep ama ne kadar nefret ediyorum diyorsam o kadar da çok severim seni.. bu kadar insafsız olma.. sen misin bu gerçekten? Bataklığa attın kalbini taş oldu o.. seni mükemmel hallerinle sevmiştim ben şimdi hayal kırıklığına uğradı yüreğim. Hayal kırıklığına…

10 Nisan 2012 Salı


BÜYÜK AŞKIM
Geziniyorum aşkın en büyülüsünde. Yüzünü düşündükçe engel olamıyorum gülüşün yarattığı kıvrımlara. Havalara uçuyor, çocuk gibi çığlıklar atıyor, onlar gibi içten seviniyorum. Bazen yüzüm kızarıyor utanıyorum ve buluşturamıyorum gözlerimi gözlerinle. Kaçırıyorum bakışlarımı senden. Ve işte bu kaçırmalar aşkın içinde kayboluyor. Sonra sen bakınca bana yaşanılası her şeyi yaşıyorum. Huzuru, mutluluğu, umudu buluyorum o derinlikte. Sen dokunduğunda bana kendimi buluyorum parmaklarında. İstediği bir şeyi bulmak için tüm dünyayı dolaşan biri gibi uğraşmama gerek yok. Umduğumu o ufak dokunuşlarında buluyorum ben.. derin bir nefes alıyorum şimdi senden. Aşka dair sana Dair bize dair bir nefes…. Ve o nefes hayat veriyor artık bana. Omzumda başını hissedebiliyorum. Yüreğinin sıcaklığı kavurdu beni. Ve be n o sıcaklığı kaybetmemek için aşkının içinde boğuluyorum….

8 Nisan 2012 Pazar


YENİ İKLİMİM

Sen dolu iklimlere yol alıyorum ben. Ne kadar uzun zaman oldu bulamamışım kendimi. İçim ısınmaya başladı senle. Buz gibi bir yalnızlıktan sonra sıcacık bir kucağa kavuşmak ne kadar da güzel… zaman seninle ne kadar farklı ilerliyor. Daha önce bulamadığım için iklimim kızıyor bana bazen. Ama sen düşünme barıştık artık onunla da… söz verdim yarınlara. Göğsümü siper edeceğim ayrılıklara. Öyle bir meydan okuyacağım ki yanımıza bile yaklaşamayacak. Aşkın bütün sıfatlarında saklayacağım seni. Orada karnını sevgimle doyuracağım. Yalnız kalacağım diye üzülme bendeki bütün o’ lar ben’ler biz’ler siz’ler onlar hepsi SEN oluyor. Herkes sen olduğu için asla yalnız kalmayacaksın aslında. Şimdi dur da sevsin bizi hayat. Seninle değer bulan her anım değer versin bize. Mutluluk hiç eksik kalmasın fazlasıyla yer bulsun yeni iklimimde.. yağmur avuçlarımıza sadakati bırakırken en çılgın savaşlar fedakarlık için olsun. Kalplerimizin anahtarı birbirimizde olduktan sonra kimse rahatsız edemez bizi zaten. Ne büyük adalet bulmuşuz birbirimizi. Ben düşmeleri unuttum uçmayı öğrendim senden. Haydi sen de eşlik et bana beraber uçalım yarınlara……

30 Mart 2012 Cuma


HAYATIN ANLAMI MI?

Bu şehrin en güzel çiçeklerini toplayıp yollarına sermek istediğim insan… Hayatın anlamını seninle bulmalıyım. Bütün karanlık gecelerini ben aydınlatmalıyım. Gözlerinden akan yaşları biriktirmeliyim. Biriktirmeliyim ki sevdamız her anıldığında daha da hayat versin, can olsun sevdamıza. Senin o sıcacık yüreğinden uçurtmalar yaptım geleceğe. Rüzgar estikçe her diyara senin o mükemmelliğini anlatsın diye. Aldığım her nefese ismini işledim ben. Ama yinede adını yazmaya korkuyorum geceye. O ıssız karanlık sokak aralarında kaybolma diye. Seni “sen” olduğun için sevdim ben. Bil ki canım sevgilim gözlerine doğan her güneşe SENİ SEVİYORUM diye haykıracağım ben. Karanlığa inat senin gözlerinle aydınlatacağım günümü. Sevmek hayatın en güzel duygusu… ve sen bana hayat veren insan… bulmacalarda çıksa hayatın anlamı diye direk adını yazarım ben. Sen varsın her yerimde. Neden mi? Baktığım yer yerde gözlerin gülümsüyorsa bana, ismini duyduğum her an içimde sevgiler büyüyorsa, seninle geçen her saniye hüznü rafa kaldırıyorsa başka bir açıklama bulabilir misin buna? Gülüşlerimin sebebi varlığın, mutluluklarım senin nefes alışınla varlar. Damarlarımda dolaşan kan gibi akıyorsun tüm hücrelerime sevgini katarak. Sen benim hayatımın anlamısın. Seni çok seviyorum…

19 Mart 2012 Pazartesi


MAZİMİN ANLAMI

Geçmişimin en buruşuk yerlerinde saklısın. Sırılsıklam olmuş mazimde askıya alınmış gençliğimsin şimdi. Bana ettiğin sitemler haddini aştı artık. Ve tebrik ederim gözlerimin yaşı yüreğime de bulaştı. Bugünümde vardın evet ama yarınımda kalacak mısın ki? Kalsan bile sen hep o’na takılı kalacaksın. Kabul edemeyen hırçın benliğin, bak artık ben kabul ettim her şeyi. Artık sen haklı ben haklı ile başlamayacak cümlelerim. Artık sevilen ve seven var yalnızca. İstedim ki ömür hikayeme seni de katayım büyüteyim. Ama sen şuan dünümün en uçsuz bucaksın yerindesin. Mazimin en tozlu kitap raflarında yer arıyorsun kendine. Anladım ki hiçbir suçu olmayan suçsuz gibi görünenlerde suç işleyebiliyormuş. Seven ve sevilenden oluşan oyunun perdeleri açılmış ve kapanmış bile. Ben seven sen sevilen… hep böyle oynanmış bu. Sen hep başkasının bedeninde hayat bulduğuna inanırken ben senin tek bir sözüne inanarak yanına gelip ömür boyu seninle kalacağıma dair söz veren sevgi perisi olmuşum. Sesini sesime, gözlerini gözlerime, yüreğini yüreğime kilitleyebilseydim bizden mutlusu olmazdı bu dünyada. Oysa şimdi geleceğimin en olmaz yerindesin. Seninle olmak yüreğimdeki yangını geçirseydi hemen döner sarılırdım boynuna. Mümkünatı yok ama. Sana söyleyeceğim tüm sözleri çıkardım ben lügatımdan. Sen bir başkasına takılı kalmışken önemi yok hiçbir şeyin.  Ömrümü temize çektim ben artık. Özür dilemesi gereken ben değilim biliyorum ve bu aşka kan kusuyorum…


16 Mart 2012 Cuma


SEN&ben

Sana olan aşkım edebiyat gibi sevgili. Öyle sanatlı öyle ritmik öyle ahenkli ki… sana olan aşkım her şeyden daha güzel. Sana aşık olmak gibisi yok işte.. Her yerde aradım seni bana hayat veren ab-ı hayatımsın benim. Şimdi ise suya hasret dudaklarıma değecek olan buselerin takibindeyim ben. Yağmurdan sonra nasıl toprak kokusu sararsa etrafı aşkından sonra da sen sardı  bedenimi. Artık baştan başa buram buram sen kokuyorum. Ben sen olmuşum resmen. Sen varsan cennettir bana yeryüzü yoksan cehennem. Mutluluk ve huzurun eşiti sensin dünyamda. Yoksan kederden öleyim, varsan varlığıma seni katıp büyüyeyim. Bir daha yaşayamayacağım bu zaman diliminde mantıklı olan her şeyi bir kenara atıp kaybedeyim kendimi. Bir günde milyonlarca kez düşünmeliyim seni. Aslında düşünmek fark yaratmamalı aklımdan tek saniye çıkmayacağın için.teslim oluyorum tek bakışına. Fethettin artık kalbimi.şimdi kopkoyu bir tutkuyla bağlandım sana.İşte yazılarımın özü budur aslında. Sayfama dökülenler sen denizine daldırdığım ellerimden dökülenlerdir kısaca. Şimdi daha fazla yaşamalıyım seni. Uğruna göz yaşı dökmeli, kışları yaza dönüştürmeli, seninle gülüp, seninle ağlamalıyım. Yeri geldiğinde sende kaybolmalıyım. Abartıyor muyum? Demiştim ya sana olan aşk edebiyat gibi mübalağaya da yer vardır edebiyatta. Seni her şeyiyle dolu dolu yaşamalıyım sevgilim. sen cennetimsin benim işte bu yüzden seviyorum seni yoruma ve eleştiriye gerek yok…

10 Mart 2012 Cumartesi


SOYLU DİLENCİLER

Sevgiye açız çoğu zaman. Ama yine de hep beraber verdiğimiz savaşlar var. Zaten yaşam bu savaşlardan ibaret değil mi? Kimi zaman çok sevdiklerimiz terk eder. Peki sonra gözden akan yaşların, kalplerdeki telaşların, olur olmaz serzenişlerin, son bulan gülüşlerin hesabını kim verir ki? Gidenler yara açıp gidiyor evet ama kalanlar hiç acıtmıyor mu? Bir süre sonra biz kalanlardan gitmeyi seçiyoruz ve kalpler tekrar telaşa kapılıyor. En sonunda gidecek biri kalmıyor bile. Üzülüyor üzüyor, yara alıyor yara açıyoruz. Hayat işte böyle akıp gidiyor. Bu hayatta kazanacağımız en büyük zafer kendimizi kişiliğimizi koruyabilmemiz aslında. Gidenler çoktan gitti çünkü. İsimleri bile kalmadı geride. Biletsiz birer yolcu hepsi.  Seçimlerini yaptılar ve yol aldılar. Zaten hepimiz seçimler yapmıyor muyuz? Her zaman seçimlerimiz bize ışık oluyor ya da bizi karanlığa gömüyor. Gidenlere gönderdiklerime kızmıyorum artık. Onları bir hediye paketinde sunmuşum kendime. Ama şimdi neredeler ne yapıyorlar biliyor muyum? Ya da bilmek istiyor muyum? Çocukluğumun en masum yerlerinde birer anılar şimdi. O zamanlar gitmelerini istemezken biletini bile kesmeden gönderdiğim insanlar… bu da bir seçimdi. Ama iyi ki de göndermişim. Beni ben olmaktan alan insanlar… varlıkları beni esir eden sevilmeyi bilmeden sevdiğim o insanlar… başka yüzleri unutturan bu insanlar doyasıya “seviyorum” diyebilirler mi? Kanıyor işte tekrardan yaram. Yaralarımla büyüdüm şimdiye kadar. Kabuk bağlamalarına göz yumdum bir daha kanamayacakları umuduyla. Salıncakta sallandığım, söylediğim o şarkıları, çocuksu aşkları, çocuksu gülüşleri kenara bıraktım ben. Kirli sayfalarım yer vermiyor temizlerine. Ama yine de asil bir insanım ben. Ve siz soylu dilencilerim korkmayın. Nefreti yakınımda tutmuyorum ben. Bu ayakta duruşum size en büyük darbe bana ise en büyük mucize. Ve siz soylu dilenciler tek dileğim hüzün yüzünüze bulaştığında size merhaba diyebilmek. Unutmayın herkes soyluluğunuzu överken bu asil gerçeği yüzünüze vuran tek insandı...